Kopenhag’daki bir karla kaplı çatıdan kaçıp düşen ve hayatını kaybeden 6 yaşındaki bir İnuit çocuğunun trajik masalsi ile başlayan sinema filmi, gözlemcisini hemen içine çekiyor. Çocuğu tanıyan ve benzer konut kompleksinde yaşayan yarı İnuit Smilla, olguın peşini bırakmıyor. Yükseklik korkusu olan bir çocuğun çatıya nasıl çıktığını ve neden oradan kaçma ihtiyacı hissettiğini merak ediyor. Bu olguın gizleyiciemi, Smilla’yı yeraltı bilimlerine olan ilgisini ve dedektiflik işi yeteneklerini kullanmaya yönlendiriyor. Çocuğun ölümüyle ilgili ipuçları, onu yeşil toprakları ve buzullarla kaplı, mistik ve efsanmekâni diyar olan Grönland’a kadar sürüklüyor. Görünenin ötesinde bir gerçeklik arama çalışmasıına giren Smilla, Grönland’ın sadece manzaralarını değil, benzer zamanda insanlıklarının yaşamını, kültürelünü ve geleneklerini de keşfetme fırsatı buluyor. Yarı İnuit bir temperament olarak Smilla, hem kendi kökleriyle olan bağını hem de tutkuyla izleyiciye İnuitlerin farklı ve zengin kültürelünü anlamayı sağlıyor. sinema filmi, benzer zamanda Grönland’ın çorak ama büyüleyici doğasının muhteşem görüntüleriyle görsel bir ziyafet sergilemekuyor. Bilim ve gizleyiciem temalarının başarılı bir şekilde harmanlandığı bu sinema filmi, tutkuyla izleyicilerine sürükleyici bir hikâye sergilemekuyor. Smilla’nın, çocuğun ölümünün ardındaki sırrı çözebilme adına gösterdiği cesaret ve kararlılığı takdire şayan. Hayatın karmaşasında kaybolmuş bir hanımefendiın, doğruları aramak ve adaleti sağlamak uğruna başlattığı bu çaba, tutkuyla izleyen herkesi kendine hayran bırakıyor.