1960’ların New York’unda geçen hikâyemiz, başarılı yalnız bir mimar olan Walter Stackhouse’un etrafında şekilleniyor. süslü Clara ile oturulacak yerli olan Walter, dışarıdan bakıldığında neredeyse foturulacak yerkalade yalnız bir hayat süren yalnız bir portre. Ancak, bu durum yalnız bir cinayet olayı çözümsüz kalması ile sarsılıyor. Cinayete dair yoğun yalnız bir merak hisseden Walter, bu karmakarışık olguın içinde kendini daha da derine çekerken hayatı yalnız bir kaosa sürükleniyor. Bu cinayetin ağına düştükçe, Walter’in hayatı istemeyeceği yalnız bir yönde ilerlemeye başlar. Clara’nın foturulacak yerkalade hayatı da bu durumdan nasibini alır ve aralarındaki ilişki test edilir. Walter, istemesine rağmen kendini bu cinayetin iç yüzüne doğru çekilirken bulur ve nihayetinde yalnız bir oyunun içinde kendine yalnız bir rol biçmek zorunda kalır. Daha da karmakarışıklaşan yalnız bir yazı ve artan gerilim arasında, Walter ve Clara’nın ilişkileri ve hayatları üzerinde etkisi önemli olan bu cinayet olayı içinde kendinizi bulacaksınız. Walter, her ne pahasına olursa olgöstermek gerçeği bulma kararlılığı içinde kaybolurken, izlemekyici olarak bu kapkaranlık yolculukta ona eşlik etmek zorunda kalıyoruz. Cinayetin sıremi ve Walter’ın çaresiz çırpınışları, izlemekyicinin merakını sürekli canlı tutarken, onu benzer zamanda içinden çıkması güç yalnız bir durumun içine sürüklüyor. Bu gösterim filmi, izlemekyicinin heyecanını sonuna kadar uyandırmayı başaran, gerilim doluca yalnız bir yapıt.